Kendi kendime sıkca sormaya başladığım bir soru bu. Neden şişmanlıyorum ben? Neden durmadan kilo alıyorum? Kilo almamın sebebi olsa olsa içinde bulunduğum ve bir türlü çıkmayı başaramadığım kısır döngüdür diye düşünüyorum kendi kendime.
Bu döngü sanırım yaşam biçimimin bozulduğu yerden başlıyor. tüm gün on saat mesai boyunca aynı sandalyede bilgisayar başinda hareketsiz bir yaşam biçimiyle başlıyor kilo alma işi. Birbirinin ardı sıra içilen çaylar kahveler de cabası... Her ne kadar çayı şekersiz olarak içsem de kahvedeki seçimim ücü bir arada olanlarından. Geçen gün farkettim, yine kupama üçü bir arada kahvemi koymuşum ama karıştırmaya kaşık yok!.Ben de karıştırmadan içtim. Kahveyi bitirdiğimde dibinde kalan tortuyu gorunce birden her şeyin farkına varıverdim.Üçü bir arada kahvede baya şeker varmış meğer.Çay kahve ile birlikte yenen bisküvileri de hesaba katınca bu kadar kilonun nereden geldiğini anlamak için dahi olmaya gerek yok. Ancak ben size başka bir şeyden bahsetmek istiyorum.
Evet yaşam biçiminizdeki değişiklikler sonucu yeme içme düzeniniz bozuluğundan dolayı bir miktar kilo alabilirsiniz. Bu miktar 10 -15 kilo kadar olabilir. Burada önemli nokta şu; alınan bu kilolar sağlığı bozmadan nasıl verilecek? Bu soruyu çözmek gerek... Çözüm kilo almanın kısır döngüsünü anlamakta gizli.
Sadece gün içnde yediğim aburcuburu ve içtiğim neskafeleri kilo almamın, şişmanlamamın esas nedeni olarak göstermem pek doğru olmaz. Akşamları saat 8 den sonra yediğim ağır yağlı ve kalorili yemekler, yemeğin tiridine banıcam diye hapur hupur götürdüğüm beyaz ekmekler de cabası. Ekmeksiz doymayan bir milletiz. Haliye ben de yemeklerde ekmek olmadan edemiyorum. ekmek sofrada olmasın hemen eksikliğini hissediyorum. Hele ki akşam yemeğinde menemen varsa o zaman bir tabak yemekle koca bir ekmeği mideye indiri veriyorum. Sonrasında gelsin kilolar, lömbür lömbür göbekler, dar gelen pantolonlar vesaire vesaire.
Kilo aldığınız zaman hayat da zorlaşıyor. eskisi gibi atik hareket edemiyorsunuz. gıdığınz çıkıyor ve tipiniz bozuluyor. Göbeği saklamak için karnınızı içeri çektiğinizde bu sefer kamburunuz çıkıyor. Ayrıca karnınız çekik dolaşırken nedin nefes almanın rahatlığını da yaşayamıyorsunuz. Bu da sürekli bir sıkılma, bunalma hissi oluşmasına sebep oluyor. Ardından stres ve moral bozukluğu.
Moraliniz bozulunca mutlu olmak için şekerli tatlı aburcuburlara yumuluyorsunuz. Normal ve sağlıklı akşam yemekleri sizi tatmin etmiyor. Çünkü gün boyu sıkıldınız ve siz keif verecek yemekler gerek. siz de akşamları kebapçının fast-food restoranlarının kapısını aşındırıyorsunuz. Bir de o yemeğin, kebabın üstüne künefe ya da profiterol; olmadı dondurmalı çikolatalı bir tatlı, pasta her neyse. ynie mutlu olmak için yiyorsunuz.
Akşam yemek de bitti eve döndünüz bu sefer de kendi kendinize soruyorsunuz. Neden o kadar yedim diye, Hani daha az yiyecektim? Hani kendime söz vermiştim yediğim yemeklere dikkat edeceğim diye? N'oldu o sözler? Bu ve bunun gibi bir sürü soru tekrardan zihninize hücum ederken yediğiniz yemekten aldığınız zevk de öylece uçup gidecek. sonrasında yine moral bozukluğu ve yine can sıkıntısı. işte bu tam bir kısır döngü. Şişmanlamanın kısır döngüsü. Neden şişmanlıyorum sorusunun cevabı bu kısır döngüde saklı. Hepsi bu.
Eğer siz de kilo almaktan şikayetçi iseniz, birkaç gün boyunca kendinizi şöyle bir izleyin. Ve sizi şişmanlatan kısır döngüyü keşfedin. Kendi söngünüzü bulduğunuzda geriye bir tek onu nasıl kıracağınızı planlamak ve yaptığınız plana bağlı kalmak kalıyor. Tabii ki bu kısır döngüyü kırabilmek için iradeli olmalısınız. İradenizi kullanıp kısır döngünün çarklarının dönmesine engel olmalısınz. Aksi takdirde kilo almaktan kurtulamazsınız. Zayıflamak ve diet uygulayabilmek için tek gereken iradedir.
Bu döngü sanırım yaşam biçimimin bozulduğu yerden başlıyor. tüm gün on saat mesai boyunca aynı sandalyede bilgisayar başinda hareketsiz bir yaşam biçimiyle başlıyor kilo alma işi. Birbirinin ardı sıra içilen çaylar kahveler de cabası... Her ne kadar çayı şekersiz olarak içsem de kahvedeki seçimim ücü bir arada olanlarından. Geçen gün farkettim, yine kupama üçü bir arada kahvemi koymuşum ama karıştırmaya kaşık yok!.Ben de karıştırmadan içtim. Kahveyi bitirdiğimde dibinde kalan tortuyu gorunce birden her şeyin farkına varıverdim.Üçü bir arada kahvede baya şeker varmış meğer.Çay kahve ile birlikte yenen bisküvileri de hesaba katınca bu kadar kilonun nereden geldiğini anlamak için dahi olmaya gerek yok. Ancak ben size başka bir şeyden bahsetmek istiyorum.
Evet yaşam biçiminizdeki değişiklikler sonucu yeme içme düzeniniz bozuluğundan dolayı bir miktar kilo alabilirsiniz. Bu miktar 10 -15 kilo kadar olabilir. Burada önemli nokta şu; alınan bu kilolar sağlığı bozmadan nasıl verilecek? Bu soruyu çözmek gerek... Çözüm kilo almanın kısır döngüsünü anlamakta gizli.
Sadece gün içnde yediğim aburcuburu ve içtiğim neskafeleri kilo almamın, şişmanlamamın esas nedeni olarak göstermem pek doğru olmaz. Akşamları saat 8 den sonra yediğim ağır yağlı ve kalorili yemekler, yemeğin tiridine banıcam diye hapur hupur götürdüğüm beyaz ekmekler de cabası. Ekmeksiz doymayan bir milletiz. Haliye ben de yemeklerde ekmek olmadan edemiyorum. ekmek sofrada olmasın hemen eksikliğini hissediyorum. Hele ki akşam yemeğinde menemen varsa o zaman bir tabak yemekle koca bir ekmeği mideye indiri veriyorum. Sonrasında gelsin kilolar, lömbür lömbür göbekler, dar gelen pantolonlar vesaire vesaire.
Kilo aldığınız zaman hayat da zorlaşıyor. eskisi gibi atik hareket edemiyorsunuz. gıdığınz çıkıyor ve tipiniz bozuluyor. Göbeği saklamak için karnınızı içeri çektiğinizde bu sefer kamburunuz çıkıyor. Ayrıca karnınız çekik dolaşırken nedin nefes almanın rahatlığını da yaşayamıyorsunuz. Bu da sürekli bir sıkılma, bunalma hissi oluşmasına sebep oluyor. Ardından stres ve moral bozukluğu.
Moraliniz bozulunca mutlu olmak için şekerli tatlı aburcuburlara yumuluyorsunuz. Normal ve sağlıklı akşam yemekleri sizi tatmin etmiyor. Çünkü gün boyu sıkıldınız ve siz keif verecek yemekler gerek. siz de akşamları kebapçının fast-food restoranlarının kapısını aşındırıyorsunuz. Bir de o yemeğin, kebabın üstüne künefe ya da profiterol; olmadı dondurmalı çikolatalı bir tatlı, pasta her neyse. ynie mutlu olmak için yiyorsunuz.
Akşam yemek de bitti eve döndünüz bu sefer de kendi kendinize soruyorsunuz. Neden o kadar yedim diye, Hani daha az yiyecektim? Hani kendime söz vermiştim yediğim yemeklere dikkat edeceğim diye? N'oldu o sözler? Bu ve bunun gibi bir sürü soru tekrardan zihninize hücum ederken yediğiniz yemekten aldığınız zevk de öylece uçup gidecek. sonrasında yine moral bozukluğu ve yine can sıkıntısı. işte bu tam bir kısır döngü. Şişmanlamanın kısır döngüsü. Neden şişmanlıyorum sorusunun cevabı bu kısır döngüde saklı. Hepsi bu.
Eğer siz de kilo almaktan şikayetçi iseniz, birkaç gün boyunca kendinizi şöyle bir izleyin. Ve sizi şişmanlatan kısır döngüyü keşfedin. Kendi söngünüzü bulduğunuzda geriye bir tek onu nasıl kıracağınızı planlamak ve yaptığınız plana bağlı kalmak kalıyor. Tabii ki bu kısır döngüyü kırabilmek için iradeli olmalısınız. İradenizi kullanıp kısır döngünün çarklarının dönmesine engel olmalısınz. Aksi takdirde kilo almaktan kurtulamazsınız. Zayıflamak ve diet uygulayabilmek için tek gereken iradedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder