26 Kasım 2016 Cumartesi

Yaşlanmaya Çözüm Bulunacak

Sürekli Genç Kalmak Aslında İmkansız Değil


Yaşlanıyoruz. Her geçen günle birlikte vücudumuz biraz daha yaşlanıyor ve zayıflıyor. Gelişme dönemini bitiren her birey için bu kaçınılmaz bir durum. Yaşadığımız hayat, geçen hayat bizim elimizden gençliğimizi ve sağlığımızı yavaş yavaş alıyor. Geri dönüşü olmayan tekyönlü bir dönüşüm bu. Zaman geçiyor ve yeni gelen nesil yanında siz biraz daha ihtiyar biraz daha eskimiş yıpranmış görünüyorsunuz. O tazelik ve dinçlik gidiyor siz fark etmeden.

Gençleşmek


Peki hiç mi şansımız yok. Bu dönüşümü durduramaz mıyız? Aslına bakarsanız ölümden başka her şeyin çaresi vardır hayatta ama arama gerek. Bir takım ilaçlar ve kontollü/bilnçli bir yaşam tarzı ile yaşlanmanın az da olsa önüne geçilebilir. Ancak sonuç kaçınılmazdır. Yaşlanmak ttcrübe kazanmak her ne kadar iyi bir şey olsa da vücudun güzünü kaybetmesi ve zamanla başkalarına muhtaç hale gelmek bir insan için en kötü durumlardan biri. Bunu daha yakından görmek isterseniz eğer bir huzur evine gidin ve geleceğinize gözlerinizle şimdiden tanık olun.

Genelden tıbbın icat ettiği çözümler yaşlanmayı yavaşlatma üzerine ama aslına bakarsanız sorunu çözebilmek için daha derine inmek gerek. Gözler ve beyin hariç tüm hücreler belirli aralıklarla yenilernir insan vüvudunda. Yani her sene aşağı yukarı yeni br insan olursunuz. Ama sorun bu yeni insanın eskisine göre daha yaşlı olması. Biriken yıllar da yaşlanmayı beraberinde getiriyor. Sonuç olarak hücreler yeni olsalar da yaşlı bir insan hücresi oluyorlar. 

Hücreler yeni ise gençlik nerede?

Sorun hücre yenilenmesi sırasında oluşuyor. Vücudumuzdaki yenilenen her hücre bu işlemi eski hücreyi baz alarak yapar. Sonuçta eski hücreden olur yenilenme. Ancak bu durumda oluşan hücreler yıpranmış bir hücrenin oluşturduğu hücreler olduğundan orijinal hücrenin gençlik haline benzemekten çok daha farklı bir biçime bürünür. Zaman içinde bu farklılık artar ve yaşlanma etkisini gösterir.

Bu sürecin oluşumunda en büyük pay hücredeki DNA ve RNA moleküllerinde. Sanki onlar bir araya gelip biyaolojik bir saat oluşturuyorlar. Bölünme esnasında her ne kadar DNA'nın tam bir koyası oluşturulsa da RNA ile birlikte oluşturdukları sistem sanki amanı sayıyor. Sanki bir önceki hücrenin zaman bilgisi bir saonraki hücrelere de aktarılıyor. Sonuç olarak yaşlanma gerçekleşiyor.

Çözüm Nanoteknoloji mi?

Nano teknooji metrenin milyarda biri boyutunda yapılan çalışmalardan oluşmış bir bir uygulama teknolojisi. Kullandığımız elektronik cihazlardan kendi kendine temizlenen yüzeylere, kir tutmayan kumaşlara kadar pek çok alanda mükemmel çözümler sunan bir teknoloji. Yeni bir teknolıjik çığır ve insanoğlunun yeni umudu. Daha güzel bir geleceğie açılan bir kapı adeta. Belki ilerde nanoteknolojik gelişmeler sonucunda hücre yenilenmesinde meydana gelen hatalar, kanser hastalığı ve vücudun yaşlanması gibi pekçok problemin cevabı bu yeni teknolojiyle birlikte gelecek. Artık yaşlanmayacağız. Kimse elden ayaktan düşmeyecek. Belki bu dönüşümü tersine de çevirme imkanımız olacak. Yaşlı insanlar bir tedavi ile gençliklerine kavuşacaklar. Kimbirli belk bir gün bunu da göreceğiz

1 Kasım 2016 Salı

Mutlu Bir Hayal

Mutlu Bir Hayal

Plaza Camı
Plaza camından dış taraftan bakıldığında gri mavi bir camın ardında masa başında sıkılgan ve donuk bir ifadeyle çalışan birisin. En azından camı şu an silmekte olan adam seni dışarıdan böyle görüyor.

Kasım Ayı hava güneşli olsa da soğuk.

Sessiz bir ortamda klavye tıkırtısı ve arada çalan telefon sesinden
başka hiçbir şey yok. Bunalıyorsun. Aynı gün içinde senden bir milyon kat daha fazla para kazanacak bir adamın servetini katlamak için yollar düşünüyorsun. Bitirilmesi gereken işler ensende


Biraz rahatlamaya mı ihtiyacın var? Belki bunları okumak sana iyi gelir.


Hayal et:
Masada oturmuyorsun yerde uzanıyorsun. Uzandığın yer ılık ve yumuşak. Ama arkanda hissettiğin şey yatak değil

Tane tane pütürlü bir şey. Evet kuma uzanmışsın. Kendine ve etrafa bakınıyorsun.Her yer kum. Üstünde iş elbisen yok. Sadece ince kısa bir şeyler giymişsin. Kafanı yukarı kaldırıyorsun. Gökyüzü masmavi. minik bulutlar yavaş yavaş süzülüyor mavi sonsuzlukta.



Birden o bulutları taşıyan ılık meltemi hissediyorsun üzerinde. Esen rüzgar kumlanmış ayak parmaklarının arasından bacaklarını sıyırarak giysilerinin içine işliyor. Ilık ve taze meltem vücudunu sarıyor.

Hafiften ürperiyorsun. Sıcak hava ile birlikte bu ürperti çok hoşuna gidiyor.

Esen meltem burnuna taze yosun ve tuz kokusu ile karışık bilindik bir koku getiriyor. Evet denizin kokusu bu. Karşıya, önüne baktığında masmavi bir denizin kıyıya vuran dalgacıklarla beyaza boyanmış sahilini görüyorsun. Dalgaların sesi çınlıyor kulaklarında.

Denizin üstünde kocaman albatroslar çığlık çığılığa pike yapıyorlar. Ama sesleri seni rahatsız etmiyor. Huzur dolu sıcak bir ortamdasın
Sahil Kenarı

Kalkıp yürüyorsun yumuşak kumun üstünde. İncecik kum taneleri her adım attığında ayak parmaklarının arasına giriyor.

Yürürken ayaklarına masaj yapıyor. Sağ ayağını kaldırıp altına bakıyorsun. Ayakkabından dolayı topuğunda biriken kalınlaşmış deri katmanları artık yoklar.

Kumada yürümek hepsini alıp götürmüş. Ayakların yenilenmiş. Tüm vücudun yenilenmiş. Denizde yüzmekten ve kumlarda koşuşturmaktan kasların iyice gerilmiş. Kendini daha diri hissediyorsun. Daha rahat ve derinden nefes alıyorsun.

Deniz kenarında, sahilde kumlar üzerinde yürüyerek palmiye ağaçlarının arasına giriyorsun. Gölgede iki ağaç arasında hamak kurulmuş içinde yumuşak ince bir minder var.

Hamağa uzanıp hafiften sallanarak palmiye dallarından sızan gün ışığını, mavi gökyüzünü ve beyaz bulutları izliyorsun.

Kulağında dalgaların sesi. Bir ayağın hamaktan dışarı sarkmış. Meltem şimdi altından esiyor. Derin ve huzurlu bir uykuya dalıyorsun

Artık mutlusun...

Neler hissettiniz? Lütfen yorum yapın.